I am back dostlarım.. Ama evet hergün diye başladık ama arada fire veriyoruz.. Eh yazarınıza arada acıyın anacım ne yapsın o iftar senin bu maç benim geziniyor. Allah arttırsın deyip geçiverin... (nazar etmeyin ne olur isteyin arkadaşınızı arayın hemen sizinde olur!!)
FIBA Basketbol turnuvası başladı başlayalı kaptırdık kendimizi. Maçlara taraftarlık yapıyoruz kazananlarla kutluyoruz (elimizden gelen bütün misafirperverliği göstermek gerek; eh ne de olsa biz Türkler misafirperverliğimizle tanınıyoruz değil mi?) sonrasında kendi kültürümüz gereği iftarımızı açıyoruz ve tabiki gelsin muhabbet gitsin eğlence... Seviyorum şu ramazanları yaaa!! Senede bir defa olmasınında etkisi var sanırım. Bütün gün aç kaldıktan sonra sıcacık pide eşliğinde yenen iftarlıklar(normalde akşam yemeğinde soframıza koymayacağımız bilumum herşey oradadır) yanında limitsiz çay ve o 5 dk öncesinde ezan okunmadan önce hakim olan sessizliğin ardından ilk lokmayla buluştuktan sonra düşen çeneler ve yerine gelen keyifler... Hele o iftar davetleri yok mu? Normal akşam yemeği davetlerinden farklıdır. Daha bir özeldir daha bir güzeldir. Doyum olmaz... Hoşgeldin ve hatta gitmek üzeresin 11 ayın sultanı Ramazan...
Ama bugünlük ben yazarınızdan bu kadar.. Ama sanmayınki blog post'u bu kadar.. Bugün çok sevdiğim bir arkadaşımın yazısını yayınlamak istiyorum. Bir an kendimi köşe yazarıymışım gibi hayal ettim(eh ne de olsa kendi köşem var sayılır değil mi?) ve konuk yazar almaya karar verdim...
Masal arkadaşımızın yazıları çok duygu yüklüdürler. O da benim gibi henüz o blog cesaretini tamamen gösterememiş arkadaşlardan olduğu için ilk tanıtımını buradan yapalım istedik. Eminim (çok iddialı oldu) sizde etkileneceksiniz. Onun yazılarının duygu yoğunluğunda kendi duygularınzla başbaşa kalacaksınız...
O biiiiirrr masal kahramanı... O biiiiir masal yazariiii... O biiiiirrrrr Candyland Konuk yazarı...
İşte karşınızda yazısıyla Masal...
Görenler görmeyenlere anlatsın duymayan kalmasın...
Ama en önemlisi sizin gün boyunca yüzünüzden gülücük eksik olmasın...
Sonuç: Gözlerimde ne zamandır yanmayan ışıklar şimdi parıl parıl. Ben demiyorum beni görenler söylüyor. Tamamen objektif açıklamalar yani. :) Bu cümleyi kuranlara direk cevabı yapıştırıyorum bende zaten: heyecan sağ olsun! :)
Umarım heyecan hiçbir zaman hayatlarımızdan çekilip gitmez. Yada çok uzun süreli gitmez. Bir kenarda unutmaz bizleri. Hayat, heyecan duymadan çok anlamsız yanında getirdikleri olmadan da öyle. Bu yazıyı okuyan herkesin yaşama heyecanını kaybetmemesi ve hep koruması dileğiyle..
No comments:
Post a Comment